İnsan belirli bir refah seviyesine geldiğinde kendisinde istediğini yapabilecek güç, kuvvet, bilgi, yetenek gördüğünde insanlara tepeden bakmaya başlar, kimseyi beğenmez hatta kendinin yapmadığı her şeyde bir eksiklik bulur, her şeyi eleştirir, şükretmeyi unutur. Bu tuğyan halidir, tağut’luğun başlangıcıdır.
Sonunda insanlıktan uzaklaşır, geriye sadece nefs kalır. Başkalarını köle yapma derdinde iken nefsinin, “ben” in, şeytanın kölesi olduğunu fark edemez. Azar ve asilik yapar Kur’an diliyle bu kimseye taği denir. Son derece aciz ve zayıf olan insan ego-ben sayesinde kendisini firavun misali güçlü zanneder. Hakikati hatırlatan her şeye düşman kesilir. Nasihatler ona küfür gibi gelir. Akıl nefsin kölesi olduğundan azgınlığının farkına varamaz. Bu
tür insanları Kur’an, tağutun ve şeytanın dostları diye tanımlar.
Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır.
Bakara 256Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tağuttur. (o da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir.
Orada ebedi kalırlar.
Bakara 257
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!