Bizler “La İlahe” derken maddeleşmiş veya maddeleşmemiş tüm ilahlara hayır deriz. Sonra “İllallah” derken sadece Allah vardır deriz. Bu cümle bizi kurtaracak, bize yol gösterecek en doğru cümledir. Cennet kapısının anahtarıdır. Buna Kelime-i tevhid denir. Tevhid Allah’ı birlemektir. La büyük bir süpürgedir, bütün ilahları süpürür. La süpürgesiyle önünüzü süpürmedikçe İLLALLAH sarayına ulaşamazsınız. Mekke müşrikleri de Allah’a inanıyorlardı ama sıralama olarak Allah’ın altında ilahları vardı. Yani alt ilahları olduğu için müşrik oldular. Tevhid, asla alt ilahları kabul etmez. Bir insanın ‘‘La ilahe illallah’’ dediğinde ‘‘ilah’’ kelimesiyle neleri red ettiğini çok iyi anlaması lazımdır. Arapça ‘‘Vahhade’’ fiilinden türeyen tevhid birlemek, tek kılmak
anlamına gelir. Tüm peygamberler tevhid dininin elçileridir. Tevhid bir dinin içinden çıkarsa ortada din diye bir şey kalmaz. Kur’an-ı Kerim bize geçmiş ümmetlerin peygamberleri ya tanrısallaştırdıklarını ya da yok etmek istediklerini hatta öldürdüklerini hatırlatır. Bunların hepsinin yanlış olduğunu insanların dengeli ve ölçülü olması gerektiğini ifade eder.
O göklerin ve yeryüzünün mülkü(hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiç bir ortağı da yoktur. O her şeyi yaratmış ve yarattığı şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.
Furkan 2
Kaldır perdeyi aradan
Çıksın ortaya yaradan.
Mülk onun can onun canan onun ya ben hiç…