Yıllar önce bir büyüğüm, Hacı Vefa, demişti ki “Oğlum bütün zikrin, fikrin, okunan kitapların amacı son nefeste ‘la ilahe illallah’ demek içindir.”. Bu sözü çok düşündüm. Acaba ne demek istemişti? Her gün bu kutlu sözü, her ezanın sonunda duyuyor ve tekrarlıyordum. Acaba bu sözün gerçekliğine erebilmiş
miydim, onu idrak edebilmiş miydim? Yıllar sonra, Hacı Vefa’nın ne demek istediğini anladığımda cevabım “hayır’’ olmuştu. Çünkü nefislerimiz öyle firavunlaşmış, öyle açmaza düşmüş ki âdeta bir girdaptayız. Maalesef bu girdaptan kurtulamadığımız için bu sözün anlamını veya vermek istediği mesajı kavrayamıyoruz. Çünkü esas ilah biz olmuşuz, biz kendimizi ilah ilan etmişiz. Bu nedenle “ilah yoktur”u kendimize söylemeyi hiç akıl edememişiz. Bakışlarımız hep karşıyı gördüğü için kendimizi
görememişiz. “La” derken kendimizi hesaba katmamışız. Yani Allah’la aramızdaki perdenin kendimiz olduğunu bulamamışız. Bakınız, iyi insan olmaktan bahsetmiyorum! İyi insan olacağız, diye iyi bir tanrı olmuşuz. Bazısı da kötü tanrı olmuş. Egolar; ben yaparım, ben bilirim, ben kuvvetliyim diyerek yükselmiş. İyi insan olsak bile tanrılığımızı bırakmadığımızı fark edememişiz. Bize, bizi gösterecek bir ayna lazım.

Seni gama sokan kötülük, Allah katında, sana benlik veren iyilikten daha hayırlıdır.

Hz. Ali


0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir