Allah’a teslim olup sadece ona dayanıp güvenmek mümin olmanın şartlarındandır.

Güven, azim ve kararlılığı arttırır. Kuşku ise korkunun, umutsuzluğun, başarısızlığın en başta gelen sebeplerindendir. Kendimize güvenmeden günahkâr olarak ettiğimiz dua dahi karşılığını bulmaz, kendimize güvenebilmek içinde insan olmak gerekir. Allah’a karşı güven insanda özgüven oluşturur. İnsan gücünü yaratıcıdan aldığını bildiği müddetçe bu insanda benliğe yol açmaz bu duruşa vakar denir. İnsan vakarı ile küfrün karşısında durmalıdır. Özgüveni, başarı, huzur ve mutluluk takip eder. Allah’a güvenmeyen kimsede hiç kimseye güvenemediği gibi kendine de güvenemez. Bu güvensizlik şüphe, paranoya, korku, huzursuzluk bunların sonucunda da başarısızlık ve kaos getirir. Birbirine güveni olan kişiler mutluluğu yakalar. Güven oldu mu sevgi ve saygı da vardır. Güven gitti mi sevgi ve saygı da onunla gider. Aile bireyleri birbirine güveniyorsa o aile kolay kolay yıkılmaz. Güven bir bağdır, insan bu bağı önce rabbiyle kurmalı kurduğu bu bağın ucunu diğer insanlara vermelidir. Her insan böyle yapabilse dünya cennete dönüşür. Şeytanda bunu bildiğinden verdiği vesveselerle zanlarla insanın hem Rabbiyle hem de diğer insanlarla bağını zayıflatıp koparmaya çalışır. Kuşkular içindeki ilişkiler insanı yıpratır, sonunda da bitmeye mahkûmdur. Kuşkular içinde birbirine güven duygusunu yitirmiş aile de, toplum da dağılmaya mahkûmdur.


0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir