Resulullah o devirde Kâbe’deki putları yıkmakla kalmamış, o putların sadece o devirdeki insanların ve kabilelerin yansımaları olduğunu fark etmiş. İlah yoktur, sadece Allah vardır, demiş. Demekle de kalmamış kelime-i tevhit idrakini tüm insanlara anlatmakla ömrü geçmiş. Yaptığı savaşlar, çektiği eziyetler bu tanrılık sistemini yıkıp kelime-i tevhit idrakini yerleştirmek içindi. Kendisi için değil, Allah için yaşamıştır. Kimseden para pul istememiş, tüm yaptıklarını Allah rızası için yapmıştır. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Kelime-i tevhit idrakini mi anlatıyorsunuz
yoksa kendi şeyhleriniz ve geçmiş evliyaların, hocalarınızın kerametlerini mi anlatıyorsunuz. Şöyle uçuyor, böyle biliyor diye ortalıkta keramet menkıbeleri kol geziyor. Herkes şeyhini veya cemaat önderlerini anlatıyor, Allah’ı anlatan yok veya çok az. Kelime-i tevhit idrakini anlatan neredeyse yok gibi. Herkes kafasında yarattığı ya geçmişte tanrı zannettiklerini ya da şimdi tanrı zannettiklerini anlatıyor ki kendi tanrılığını da ilan edebilsin. O da onları anlatarak kendi tanrılığını dikte etsin, çevresindekileri kontrol altına alsın. “Bal tutan, parmağını yalar.’’ misali etinden, sütünden yararlansın. Bunun adı din tüccarlığı değil de nedir?
Anlatabiliyorsanız Allah’ı anlatın ama maalesef bilen nerede?
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!