Sünnet diye hep maddi şeyleri göz önüne almışız. Cübbe, sarık, sakal gibi maddi şeyleri peygamber efendimiz böyle giyiniyor, böyle yapıyor diye taklit etmişiz. Hâlbuki bunlar Arap âleminin o günkü genel giyecekleri ve âdetleri. Efendimiz Arap olduğu için o da aynı giysiler ve şekil içerisinde, yani ona özel değil! O sırada Ebu Cehil’in de cübbesi, sarığı, sakalı vardı. O toplumdan peygamber efendimizi ayıran özellikler ise çok farklı. Âdeta o toplum içerisinde tek kalmış gibi. En önemli özellikleri Muhammed’ül Emin lakabıyla anılması ve güzel ahlakı. Bu günkü toplumda kaç tane emin insan tanıyorsunuz? Çevrenize bir bakın; paranızı, namusunuzu, çocuklarınızı, kime emanet edebilirsiniz? Her şeyiyle emin olabileceğiniz kimi tanıyorsunuz. Biz önce bu sünneti yerine getirmeye çalışmalıyız. Önce emin insan olmaya çalışmalıyız. Ama her şeyinden emin; elinden, dilinden, belinden. Yapabiliyorsak asıl sünnet budur. Peygamberimiz mana insanıydı ama biz mana insanı olamadığımız için sadece
maddeyi görüyoruz, maddeyi taklit ediyoruz. Manayı taklit etmeye gücümüz yetmiyor, nefsimiz izin vermiyor.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!