Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri, Bursa kadısıydı. Yani din konusunda da otoriteydi ama Üftade Hazretlerine gittiğinde kabul görmedi. Önce kaftanı ile Bursa sokaklarında sırtına aldığı çubuklarda kanlı kanlı ciğer sattı. Egosunu sıfırladıktan sonra tasavvuf derslerine başladı. Nakşibendi Hazretleri, Alaattin Attar Hazretlerine kendi mahallesinde sırtında küfe ile elma sattırdıktan sonra müritliğe kabul etmiştir. Şems, ilmiyle övünmesin diye Mevlâna Hazretlerinin kitaplarını havuza atmıştır. Mevlâna Hazretleri, Şems’ten sonra Mevlâna olmuştur. Bayezid-i Bistami, “Otuz senedir geceleri namaz kılar, gündüzleri oruç tutarım. Bende söylediğiniz manevi hâller oluşmuyor.’’ diyen bir kimseye, “Git, sakalını kestir; elbiselerini çıkar, üstüne bir örtü al. Bir ceviz tablasını boynuna as ve pazarda hangi çocuk boynuma bir tokat atarsa ona şu kadar ceviz vereceğim, diye bağır. Bu hâlde kadı ve sultanın yanına git.” demiştir. Hz. Ömer (r.a.), benlik namına kalbinde en ufak bir bulanıklık hissetse minbere çıkıp herkesin huzurunda kendisini kınamış ve devlet başkanı olmasına rağmen omzuna yüklediği su güğümüyle halka su taşımıştır.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!