Geldiğimiz bu noktada nefsin mertebelerine de değinmek isterim. “Nefis, nefis’’ diyoruz, biraz da bunu açalım. “Nefis’’ten kasıt varlıktır. Maalesef bu konu ya yanlış anlaşıldı ya da yanlış öğretildi. Maide 116. ayette Hz. İsa’nın Allah’a cevap olarak “Sen nefsimde olanı bilirsin fakat ben senin nefsinde olanı bilmem!” cümlesi varlığa işarettir. Bizler Allah’ın bize hediye ettiği varlıkla varız. Kısaca ifade edecek olursak “nefis’’ diye bahsettiğimiz kendimizin varlığıdır. “Nefsinizi ve varlığınızı’’ arındırdığınızda ise geriye kalan “ruh’’tur. “Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.”
Şems 9. ayeti bunu anlatır. Nefsinin esaretinden kurtulan ruhunu özgürleştirir. Özgürlük budur. Nefis makamlarında olan kişinin görüşü başka, ruh makamında olan kişinin görüşü başkadır. Nefis makamında herkes kendi benliğini ön plana çıkararak ötekileştirir. Ruh makamında benlikler yok olmuştur, benden bize geçilmiştir. Kur’an’da “biz’’ diye hitap edilmesinin sırrı da budur. Kişi, bu makamda benim ruhum bile diyemez. Çünkü ruhta ikilik yoktur.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir