Gençlerin toplum tarafından nasıl algılandıklarının hiç önemi yok. Kendi koydukları kurallara göre yaşıyorlar, uyuşturucu kullanımı had safhada. “Seni ne mutlu ediyorsa onu yap, başkalarının düşüncesi önemli değil.” Yeniçağın kuralı bu galiba. Mutluluğun ne olduğunu bile bilmiyorlar. Aldıkları küçük büyük hazları mutluluk zannediyorlar. Atalarından ve ailelerinden gelen değerlerin hiçbir önemi yok onlar için, hatta bu değerler lüzumsuz ve çağ dışı. Salgın hastalık gibi yayılan bu kendine tapma, hayalperestlik, hayal kırıklığı, endişe ve sonucunda da depresyona sebep oluyor. Gittikçe yalnızlaşan, bencil, kendine tapan; bunların sonucunda da endişeli ve öfkeli, agresif, depresif bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Şimdi sorgulanması gereken şu: “Bizim çocuklarımız nasıl bu hale geldiler, birden bire mi?” Hayır, maalesef ki bu yeni nesil bizim yansımalarımız. Eski kabile dönemlerinde insanlar taştan, tahtadan çeşitli heykeller yapıp; onlara taparken bizler de çocuk yapıp onlara taptık ve tanrılar yarattık. Biz çocuk yetiştirmedik, yerimize tanrı yetiştirdik. Şu anda dünya üzerindeki görüntü bu, suçlu bizleriz. Bu gidişatla bundan sonraki nesillerin hâlini düşünmek bile istemiyorum. İnsanlık kul olma bilincinden uzaklaştıkça başına bunlar geldi.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!